I. Kaybolan Hikayeler: Bir
II. Kaybolan Hikayeler
III. Kaybolan Hikayelerin Sebepleri
IV. Kaybolan Hikayelerin Tesirleri
V. Kaybolan Hikayeleri Koruma Yolları
VI. Kaybolan Hikayelerin Önemi
VII. Medyada Kaybolan Hikayeler
VIII. Edebiyatta Kaybolan Hikayeler
IX. Filmimizde Kaybolan Hikayeler
Sıkça Sorulan Sorular
Hususiyet | Tarif |
---|---|
Geçicilik | Kısa ömürlü ya da geçici olma niteliği |
Öykü anlatımı | Öykü anlatma sanatı |
Kaybolan | Kaybolma ya da yok olma eylemi |
Başarı | Bir gaye ya da hedefin gerçekleştirilmesi |
Orkestrasyon | Tertip ya da idare etme sanatı |
II. Kaybolan Hikayeler
Kaybolan hikayeler yüzyıllardır var olmuştur. Öykü anlatıcılığının ilk zamanlarında, hikayeler çoğu zaman sözlü olarak anlatılırdı ve ifade edilir anlatılmaz yok olurlardı. Bunun sebebi, hikayelerin kaydedilmemesi ve yalnızca kişiden kişiye aktarılmalarıydı. Süre geçtikçe, hikayeler yazılı halde kaydedilmeye başlandı, sadece üstüne yazıldıkları kitaplar ya da el yazmaları kaybolursa ya da yok edilirse tekrar de yok olabilirlerdi.
Çağıl çağda, kaybolan hikayeler yeni bir anlam kazanmıştır. İnternetin gelişiyle beraber, hikayeler artık küresel ölçekte paylaşılabiliyor ve yayılabiliyor. Sadece bu, hikayelerin daha rahat unutulabileceği ya da kaybolabileceği anlamına da geliyor. Hikayeler paylaşılmazsa ya da saklanmazsa kaybolabilir.
Kaybolan hikayelerin zamanı karmaşa ve büyüleyici bir hikayedir. Hikayelerin gücü, onları korumanın önemi ve onları canlı tutmanın zorlukları hakkındaki bir hikayedir.
III. Kaybolan Hikayelerin Sebepleri
Hikayelerin kaybolmasına katkıda bulunabilecek bir takım unsur vardır. Bunlar şunları ihtiva eder:
Sözlü öykü anlatımının geçiciliği: Sözlü hikayeler nesilden nesile aktarılır, sadece yazıya geçirilmedikleri için unutulma ya da çarpıtılma riski taşırlar.
Okuryazarlığın yükselişi: Okumayı ve yazmayı öğrenen insan sayısı arttıkça, eğlence ve informasyon için sözlü öykü anlatımına güvenme olasılıkları azalıyor.
Geleneksel kültürlerin düşüşü: Geleneksel kültürler çoğu zaman varlıklı bir sözlü öykü anlatma geleneğine haizdir, sadece bu kültürler giderek daha modernleştikçe öykü anlatma geleneklerini de kaybediyorlar.
İnternetin yükselişi: İnternet, insanların dünyanın her yerinden fazlaca oranda bilgiye ulaşmasını olası kıldı, sadece bununla birlikte hikayelerin unutulmasını ya da kaybolmasını da kolaylaştırdı.
Artan hayat temposu: Günümüzün süratli dünyasında, insanoğlu çoğu zaman oturup uzun bir öykü dinleyecek zamana ya da isteğe haiz olmuyorlar.
Bunlar hikayelerin kaybolmasına katkıda bulunabilecek faktörlerden yalnız birkaçı. Öykü anlatma mirasımızı korumak için adımlar atabilmemiz adına bu faktörlerin bilincinde olmak önemlidir.
II. Kaybolan Hikayeler
Kaybolan hikayeler yüzyıllardır var olmuştur. En eski örneklerden biri Orpheus ve Eurydice’nin Yunan mitidir. Bu hikayede Orpheus, sevilmiş olduğu Eurydice’i geri getirmek için yeraltı hayatına masraf. Hades’i onu bırakmaya ikna edebilir, sadece bir şartla: Ayrılırken ona bakmamalıdır. Orpheus sözünü tutmayı başaramaz ve Eurydice sonsuza dek onun için kaybolur.
Kaybolan hikayeler tarih süresince edebiyatta da kullanılmıştır. 19. yüzyılda Edgar Allan Poe, esrarlı ve çoğu zaman doğaüstü güçlerle karşılaşan insanoğlu hakkındaki bir takım kısa öykü yazmıştır. “The Tell-Tale Heart” ve “The Cask of Amontillado” şeklinde bu hikayeler nesiller boyu okuyucular tarafınca okunmuş ve yine yorumlanmıştır.
20. yüzyılda, kaybolan hikayeler film ve televizyonda kullanılmıştır. En meşhur örneklerden biri, bir hanıma olan aşkı ile ülkesine olan rolü içinde seçim yapmak zorunda kalan bir insanın öyküsünü özetleyen 1942 yapımı “Casablanca” filmidir. Karakterlerin sisin içerisine doğru yürümüş olduğu filmin sonu birçok değişik biçimde yorumlanmıştır, sadece bir yorum, karakterlerin geçmişe doğru kaybolduğudur.
Kaybolan hikayeler çoğu zaman aşk, yitik ve pişmanlık temalarını keşfetmek için kullanılır. Ek olarak bir gizem ya da tansiyon duygusu yaratmak için de kullanılabilirler. Gaye kesinlikle, kaybolan hikayeler son sayfa çevrildikten uzun zaman sonrasında bile hafızamızda kalan hikayeleri bahsetmek için kullanılabilen kuvvetli bir araçtır.
V. Kaybolan Hikayeleri Koruma Yolları
Kaybolan hikayeleri korumak için birçok yol vardır. En yaygın yöntemlerden bazıları şunlardır:
- Bu tarz şeyleri kaydetmek. Bu, ses ya da imaj kayıt cihazları kullanılarak ya da bu tarz şeyleri yazarak yapılabilir.
- Bu tarz şeyleri çevrimiçi olarak paylaşmak. Bu, toplumsal medya, bloglar ya da öteki çevrimiçi platformlar vesilesiyle yapılabilir.
- Fizyolojik kopyalar oluşturma. Bu, hikayeleri yazdırarak ya da kitaplar ya da öteki matbu materyaller oluşturarak yapılabilir.
- Bu tarz şeyleri yürütmek. Bu, erkek oyuncular, müzisyenler ya da öteki icracılar tarafınca yapılabilir.
- Bu tarz şeyleri başkalarına öğretmek. Bu, resmi tahsil yöntemiyle ya da gayri resmi öğrenme fırsatları yöntemiyle yapılabilir.
Bu yöntemlerin her birinin kendine has avantajları ve dezavantajları vardır. Mesela, hikayeleri kaydetmek onları daha doğru bir halde korumaya destek olabilir, sadece bu tarz şeyleri başkalarıyla paylaşmak da daha zor olabilir. Hikayeleri çevrimiçi paylaşmak geniş bir kesime ulaşmanın süratli ve rahat bir yolu olabilir, sadece hikayeleri kimlerin gördüğünü denetlemek de daha zor olabilir. Hikayelerin fizyolojik kopyalarını kurmak onları daha dayanıklı hale getirmeye destek olabilir, sadece daha pahalı ve süre alıcı da olabilir. Hikayeleri sahnelemek onları canlandırmaya destek olabilir, sadece onları filme ya da öteki formatlara kaydetmek de daha zor olabilir. Hikayeleri başkalarına öğretmek, bunların nesilden nesile aktarılmasını sağlamaya destek olabilir, sadece bu tarz şeyleri öğrenmekle ilgilenen kişileri bulmak da zor olabilir.
Netice olarak, kaybolan hikayeleri korumanın en iyi yolu, muayyen hikayelere ve bunların korunduğu koşullara bağlı olacaktır. Mevcut değişik şekilleri göz önünde bulundurarak, hem müessir bununla beraber muayyen vaziyet için müsait olan kaybolan hikayeleri korumanın bir yolunu bulmak mümkündür.
VI. Kaybolan Hikayelerin Önemi
Kaybolan hikayeler birçok nedenden ötürü önemlidir. Birincisi, geçmişi hatırlamamıza destek olabilirler. Hikayeler kaybolduğunda, tarihimizin bir parçasını da bununla beraber götürürler. Bu, bugünü anlamayı ve geleceği planlamayı zorlaştırabilir. İkincisi, kaybolan hikayeler hatalarımızdan ders çıkarmamıza destek olabilir. Başkalarının hikayelerini inceleyerek, aynı hataları kendimiz yapmaktan kaçınabiliriz. Üçüncüsü, kaybolan hikayeler başkalarıyla bağ kurmamıza destek olabilir. Hikayeleri paylaştığımızda, bir camia ve anlak duygusu yaratırız. En son, kaybolan hikayeler hayal kurmamıza destek olabilir. Kendimiz ve dünya için yeni olasılıklar hayal etmemize esin verebilirler.
VII. Medyada Kaybolan Hikayeler
Kaybolan hikayeler, aciliyet ve coşku duygusu yaratmak için medyada giderek daha çok kullanılıyor. Mesela, haber kuruluşları muayyen bir müddet sonra kaybolan hikayeler yayınlayabilir ya da toplumsal medya platformları kullananların yalnızca birkaç saat devam eden hikayeleri paylaşmasına imkan tanıdığı olan özellikler sunabilir. Bu, dikkat çekmenin ve insanların içerikle etkileşime girmesini sağlamanın müessir bir yolu olabilir, sadece bununla birlikte geçici öykü anlatımının etiği hakkındaki birtakım mühim soruları da gündeme getirir.
Bu kısımda, medyada kaybolan hikayelerin kullanımını inceleyeceğiz ve bu ortaya çıkan eğilimin potansiyel faydalarını ve risklerini tartışacağız. Ek olarak, geçici hikayeleri görevli bir halde kurmak ve kullanmak için birtakım ipuçları vereceğiz.
Medyada Kaybolan Hikayelerin Yararları
- Kaybolan hikayeler aciliyet ve coşku duygusu yaratabilir.
- Kaybolan hikayeler dikkat çekmeye ve insanların içerikle etkileşime girmesini sağlamaya destek olabilir.
- Kaybolan hikayeler, geleneksel formatta anlatılması olası olmayacak hikayeleri bahsetmek için kullanılabilir.
Medyada Kaybolan Hikayelerin Riskleri
- Kaybolan hikayeler yanlış informasyon ya da propaganda yaymak için kullanılabilir.
- Kaybolma hikayeleri vehamet ya da endişe yaratmak için kullanılabilir.
- Kaybolan hikayeler insanları manipüle etmek için kullanılabilir.
Geçici Hikayeleri Görevli Bir Halde Oluşturma ve Kullanma İpuçları
- Hikayenizin amacını net bir halde belirtin.
- Hikayenizin içinde ne olduğu hikayesinde dürüst olun.
- Kaynaklarınızın mahremiyetine hürmet gösterin.
- Geçici hikayeleri kullanmanın potansiyel risklerinin bilincinde olun.
Kaybolan hikayeler, hikayeleri yeni ve entresan bir halde bahsetmek için kullanılabilecek kuvvetli bir araçtır. Sadece, bu aracı görevli bir halde kullanmak ve potansiyel risklerin bilincinde olmak önemlidir.
IX. Filmimizde Kaybolan Hikayeler
Kaybolan hikayeler yüzyıllardır filmlerde gizem, tansiyon ve merak duygusu yaratmak için kullanılmıştır. Filmlerdeki kaybolan hikayelerin en meşhur örneklerinden bazıları şunlardır:
* Oz Büyücüsü (1939) – Dorothy topuklarını üç kere tıklattıktan sonrasında Zümrüt Kent ortadan kaybolur.
* Philadelphia Hikayesi (1940) – Tracy Lord’un düğünü iptal edildikten sonrasında bütün Philadelphia şehri ortadan kaybolur.
* Truman Show (1998) – Truman Burbank’ın bütün yaşamı, hakikatı keşfedene kadar kendisinden saklanan bir reality şovdur.
* Prestij (2006) – Christian Bale ve Hugh Jackman, birbirlerinin kariyerlerini baltalamak için kaybolma numaraları kullanan rakip sihirbazları canlandırıyor.
* Başlangıç (2010) – Leonardo DiCaprio’nun canlandırdığı karakter, milyarder bir iş adamının rüya hayatına girer ve onun zihnine bir düşünce yerleştirmeye çalışır.
* The Vanishing (1993) – İki Amerikalı gezgin Avrupa’da bitirdikleri bir seyahat esnasında ortadan kaybolur.
* Köy (2004) – Bir öbek insan, esrarengiz bir bariyerle korunan ıssız bir köyde yaşamaktadır.
* The Leftovers (2014-2017) – Esrarlı bir vaka, dünya nüfusunun %2’sinin yok bulunmasına yol açar.
Filmdeki kaybolma hikayeleri, aşağıdakiler de dahil olmak suretiyle muhtelif temaları keşfetmek için kullanılabilir:
* Gerçekliğin doğası
* İllüzyonun gücü
* Seçimin önemi
* Aldatmanın tehlikeleri
* Anlam arayışı
Bu temaları inceleyerek, kaybolan hikayeler dünya ve hayat biçimimiz ile alakalı varsayımlarımızı sorgulayabilir.
IX. Filmimizde Kaybolan Hikayeler
Kaybolan hikayeler beyaz perdenin ilk günlerinden beri bir parçası olmuştur. 1920’lerde, film yapımcısı Sergei Eisenstein süre ve bellek terimini inceleyen bir takım kısa film yarattı. Filmi Rus filmi (1929) ölen karısının anısıyla rahatsız olan bir insanın öyküsünü konu alıyor. Film, atlamalı kesmeler, ağır çekim ve geri dönüşler dahil olmak suretiyle zamansal yönelim bozukluğu hissi yaratmak için muhtelif teknikler kullanıyor.
1960’larda, film yapımcısı Alain Resnais hafızanın ve kimliğin doğasını araştıran bir takım film yarattı. Filmi Geçen Sene Marienbad’da (1961) bir sene ilkin bir hanımla ilişki yaşamış olduğu otele dönen bir insanın öyküsünü konu alıyor. Film, gizem ve belirsizlik duygusu yaratmak için doğrusal olmayan bir anlatı yapısı kullanıyor.
1990’larda, film yapımcısı Christopher Nolan, süre yolculuğu terimini inceleyen bir takım film yarattı. Filmi Hatıra (2000) kısa süreli bellek kaybı yaşayan bir insanın öyküsünü konu alıyor. Film, hikayeyi iki değişik gözünden bahsetmek için benzersiz bir anlatı yapısı kullanıyor.
2000’lerde film yapımcısı Michel Gondry, rüyalar terimini inceleyen bir takım film yarattı. Filmi Lekesiz Zihnin Sonsuz Güneşi (2004) birbirlerini hafızalarından silen bir çiftin öyküsünü konu alıyor. Film, sürealizm ve rüya benzeri bir atmosfer yaratmak için muhtelif teknikler kullanıyor.
Kaybolan hikayeler, filmlerde toplumsal ve politik mevzuları araştırmak için de kullanılmıştır. 1980’lerde, film yapımcısı Spike Lee, ABD Birleşik Devletleri’ndeki Afrikalı Amerikalıların deneyimlerini araştıran bir takım film yarattı. Filmi Doğru Şeyi Yap (1989) Brooklyn’deki bir mahallede yaşanmış olan ırkçı bir çatışmanın öyküsünü konu alıyor. Film, günlük yaşamın gerginliklerini ve çatışmalarını yakalamak için belgesel seçimi bir yaklaşım kullanıyor.
1990’larda, film yapımcısı Steven Spielberg, Holokost’u inceleyen bir takım film yarattı. Filmi Schindler’in Sıralaması (1993), Holokost esnasında binlerce Yahudi’nin yaşamını kurtaran bir Alman iş adamının öyküsünü konu alıyor. Film, insanlık tarihinin en karanlık bölümlerinden birinin kuvvetli ve acıklı bir anlatımını kurmak için zamanı sahneler ve kurgusal karakterlerin bir kombinasyonunu kullanıyor.
2000’lerde, film yapımcısı Clint Eastwood, Amerikan Batısı’nı keşfeden bir takım film yarattı. Filmi Affedilmeyen (1992), arkadaşının ölümünün öcünü almak için Batı’ya geri geri dönmek mecburiyetinde kalan emekli bir silahşörün öyküsünü konu alıyor. Film, Batı türüne revizyonist bir yaklaşım kullanarak, geleneksel kahramanlık ve sertlik kavramlarına meydan okuyor.
Kaybolan hikayeler, filmlerde fazlaca muhtelif temaları ve fikirleri keşfetmek için kullanılmıştır. Aşk, yitik, bellek, hüviyet, rüyalar, toplumsal ve politik problemler ve insan durumu hakkındaki hikayeler bahsetmek için kullanılmıştır. Kaybolan hikayeler bizi harekete transfer, varsayımlarımızı sorgulama ve dünyayı yeni şekillerde düşünmemizi sağlama gücüne haizdir.
S: Geçici öykü nelerdir?
Geçici bir öykü, muayyen bir müddet sonra kaybolan bir hikayedir. Bu, yalnızca sınırı olan bir müddet için mevcut olan bir öykü ya da muayyen sayıda okunduktan sonrasında silinen bir öykü olabilir.
S: Geçici bir öykü iyi mi yaratabilirim?
Geçici bir öykü oluşturmanın birkaç değişik yolu vardır. StoryMaps şeklinde bir enstruman kullanabilirsiniz; bu enstruman yalnızca muayyen bir müddet süresince erişilebilir olan hikayeler oluşturmanıza imkan tanır. Ek olarak Twitter ve Instagram şeklinde toplumsal medya platformlarını kullanarak geçici hikayeler oluşturabilir ve bu platformlar muayyen bir müddet sonra kaybolan hikayeler yayınlamanıza imkan tanır.
S: Geçici hikayemi iyi mi tanıtabilirim?
Geçici hikayenizi tanıtmanın birkaç değişik yolu vardır. Bunu toplumsal medyada paylaşabilir, arkadaşlarınıza ve ailenize gönderebilir ya da internet sitenizde yayınlayabilirsiniz. Hikayenizi tanıtmak için ücretli reklamları da kullanabilirsiniz.
0 Yorum